Kayıtlar

Şubat, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir gün ölmek için hergün yaşıyoruz.

Resim
                                                       HAYATIN ANLAMI                                                     Hayat deyince aklıma ilk bu konu geldi.Aslında gerçekten hayatın kanunu bu, her doğan canlı bir gün yok oluyor.Önemli olan ise o doğumla ölüm arasındaki yaşantımız.Bu doğumla ölüm arasındaki boşluğu nasıl doldurduğumuzdur.Acaba yaşarken ben niye varım ne yapıyorum ve neler yapmam gerekiyor diye düşünüyor muyuz?Yoksa anı yaşayanlardan mıyız?Farkettiğim kadarıyla anı yaşayanlardanız ama bu süre mutlaka geçecek öle ya da böle ne bir saniye ileri gidebilme ne de bir saniyeyi geri getirme gücüne sahip değiliz. Bunun için her anımızın kıymetini bilerek yaşamamız gerekiyor.Ancak böyle yaşarken tamamen hayatttan kopup ölümü bekleyen insanlarda olmamalıyız dengeyi kollamamız gerek.Sevinçlerin ve üzüntülerin, mutlulukların ve mutsuzlukların aynı anda yaşandığı bu dünyada bu ince dengeyi kollamamız gerek.Hayatı keşke demeden yaşamak gerek aslında böyle olduğumuz sü

Kartalkaya'yı Ateşleyenler

Hayalin bir dağın tepesine karlarla kaplı olsa da ateşle iz bırakmak kadar zor bir şey olsa bile peşini bırakma. Önce hayal eder, sonra o hayale inanırsın; nasıl yapabileceğini tasarlar ve denersin, yılmadan. Yeterince denersen, neden olmasın? Onlar tam da bunu yaptı. Karlarla kaplı Kartalkaya’nın zirvesine ateşle iz bırakabileceklerine inandılar. Burn, sadece ihtiyaç duydukları cesaret ve enerji desteğini sağlayarak bir hayali ateşledi. Onlar da tutkularının peşinde yola çıktılar. Boardlarını hazırladılar, pompalarla modifiye ettiler, rampalarını kurdular ve kaydılar. Olmadı, baştan aldılar, onları amaçlarına ulaştıracak şartları gerçekleştirmeyi başarana kadar, tekrar tekrar. Ve 3. gün de bitip gece yarısı olduğunda Kartalkaya’da istedikleri ateşi yakmayı başardılar. Çektikleri videoyla da ‘İçindeki kıvılcım nasıl kocaman bir ateşe dönüşür’ ü hepimize gösterdiler. Tutku ve cesaretle yanmayacak ateş yoktu, inandık. Burn, gençleri tutkularından başka bir şeye kulak asmadan, istedikle

Can Bonomo :

Resim
Can Bonomo  (24 Mayıs 1987, İzmir):         Sefarad Yahudisi bir ailenin çocuğu olan Bonomo, müziğe, sekiz yaşında gitar çalarak başladı. Ortaokul ve lise boyunca sürdürdüğü müzik çalışmalarına İstanbul'da devam etti. Bilgi Üniversitesi'nde sinema-televizyonculuk bölümünde okudu. Ses prodüksiyonu stajı için gittiği Radyo Klas ve Number 1 FM'e daha sonra radyoculuk için başvurarak kabul edildi ve "Can Bonomo Show" adlı programına başladı. Bir süre sonra Radio N101'e geçerek programına burada devam etti. MTV Türkiye'den gelen teklif üzerine "Rock'n' Dark Express" adlı programı sunmaya başladı. Üniversitede verilen ödevi için hazırladığı "Hoppala" adlı kısa filmi daha sonra Facebook'a yükledi ve film çok paylaşılarak ilgi topladı. Dizi projesi için çalışan Seray Sever bu filmi izledikten sonra Can Bonomo'yu bularak görüşmeye davet etti. Görüşmeye giden Bonomo kendisine sunulan başrol teklifini kabul ederek +18 adlı

Rumeli Hisarı'nda Büyüleyen Fantastik Gösteri!

Daha önce Galata Kulesi'nde yaptığı project mapping ile dikkatleri üzerine çeken 8x4, yeni ürünleri olan Beauty ve Beast için bu sefer de Rumeli Hisarı'nda görkemli bir project mapping uygulaması yapmış. Fantastik gösteriye, hepimizin yakından bildiği Güzel ve Çirkin masalı ilham vermiş. Birbirine kavuşamayan iki aşığın kötü niyetli ejderhaya karşı olan savaşı konu edilmiş. Ejderha masalın sonunda 8x4'ün yeni kokularına yenik düşüyor ve aşıklar kavuşuyor. Bu arada söylemeden edemeyeceğim; 8x4 gerçekten de hoş ve güçlü kokulara sahip... Deodorant özelliğinin yanında bir parfüm gibi de rahatlıkla kullanılabilir. Gösteriyi Rumeli Hisarı'nda seyredemeyenler için aşağıda paylaşıyorum. 8x4 dünyasını Facebook'tan takip etmek isteyenler; http://www.facebook.com/8x4Turkiye Bir bumads advertorial içeriğidir.